23 Ekim 2012 Salı

Yaz Bitti


Bu zamana kadar havaların güzel gitmesinden yazın bittiğini inkar etmek boşuna.Tıpkı bugünkü gibi gri günler bizi bekliyor artık. Bu bayram sezonu kapatmaya giderken bütün yaz boyunca objektife takılanlar geçirdiğimiz bütün yazın özeti.





@Değirmendere













@Kaş




@Altınova




@Tekirdağ




2 Ağustos 2012 Perşembe

Festivalin ardından


Bu seneki caz festivali yaklaşık 10 gün önce bitti. Program çok başarılıydı. İKSV'lileri tebrik etmek lazım.Yeterli sayıda konsere gitmemize rağmen gidilmiyenlerde akıl kaldı doğrusu.İşte bu  seneden notlar..



Sharon Jones & The Dap Kings 

Festivalin bir numaralısı. Ben uzun zamandır böyle eğlenceli, coşkulu bir konser izlemedim herhalde. Anneanne yaşındaki Sharon Jones bir dakika sahnede durmadı. Dansetti, söyledi, sahnede adım atılmadık yer bırakmadı. Biz onu izlemekten yorulduk o ve Dap Kings yorulmadı.


Espranza Spalding&Lyambiko



Lyambiko sevimli basçısınında bulunduğu triosuyla birlikte klasiklerlerle, Espranza Spalding Lyambiko göre daha doygun grubuyla ve performansıyla göz doldurdu. Esas amaç Espranza'yı dinlemekti Lyambiko bir taşla iki kuşun ikincisi oldu.


Gretchen Parlato 

Merakla beklediğimiz bir konserdi. Gretchen'in mükemmel vokal performansını konserin sesçisi katletti.Butün grup konser boyunca adamı gırtlaklamamak için zor durdu. Bize de bu mükemmel vokali daha keyifli dinleyebilmek için başka bir organizasyon bulmak kaldı.



Tünel Şenliği

Son dakika süprizi olarak gitmeye karar verdiğimiz Tünel Şenliği bir kaç senedir yapılan merak ettiğimiz bir etkinlikti. Düşünce,program çok başarılıydı ama ücretsiz etkinliklerin biraz daha insanlarımız tarafından özümsenmesi gerekliydi bizce. Kalabalıktan kaçıp Tünel Şenliği'nin iki güzel konserini izledik. Sadece bu iki konseri izlemek bile Tünel Şenliği'ne gelmek için yeterliydi. 

Ntjam Rosie bu festivalin keşfi oldu bizim için. Hollanda konsolosluğunun bahçesinde neredeyse evde dinler gibi rahat bir konser izledik.

Tünel Şenliğinin son konseri olan Ferid Odman Quartet ise adeta büyüledi. İnsan her notayı ezbere mi çalar.Özellikle piyanist Burak Bedikyan'a dikkat. Yakınlarda ABD'de kaydettiği albüm çıkartacak olan Burak Bedikyan takibe alındı tarafımızdan.

Fotoğrafların hepsi İKSV 'nin bütün festival fotoğraflarının bulunduğu sitesinden.Buraya bir tık!!

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Müziğe dönüş

Uzun zaman olmuş yeni keşifler yapmayalı,çıkacak albümleri incelemeyeli..

İşte bu aralar çıkacak olan favorilerimden örnekler,







27 Nisan 2012 Cuma

İstanbul Caz Festivali 2012


Bu yılın İstanbul Caz Festivali'nin programı dün açıklandı. İncelediğime göre program hem sanatçılar hem de mekanlar açısından iştah açıcı.Gelenler arasında benimde daha önce burada favorilerim olarak bahsettiğim Sharon Jones&The Dap Kings, Caro Emerald ile uzun zamandır merak ettiğim Esperanza Spalding'de var. Hadi bakalım gelsin Temmuz...

Daha detaylar burada..


17 Nisan 2012 Salı

Festivalin Ardından 2012

Yok Ulnar Sinir sıkışması, yok nezlesi, gribi derken uzun zaman oldu yazmayalı. Umarım bir daha bu kadar uzamaz deyip festivalin ardından bir icmalle yapalım açılışı.

Bu sene festivalden müzik ağırlıklı filmler seçtik. Her sene mutlaka bir belgesel olurdu zaten. Bu sene yanına 2 güzel film daha ekledik.




Priscilla Çöller Kraliçesi 1994 yapımı klasik bir kült film. Bir kere en sevdiklerimden. Bir yol filmi.Güzel müzikler ve başarılı oyunculuklarla birleşirse keyifle izleniyor doğrusu.


Sevgililer (BeLoved) ;1964'ten 2007'ye geçen zaman diliminde Paris, Prag, Londra ve Catherine Deneuve daha ne olsun demek için yeterli.


Michel Petrucciani ;Bu senenin favorisi. Hani Michel Petrucciani'yi bilirdim ama bu kadar az tanıdığımı bilmezdim. Müzik dehasının kısa ama kısalığına inat oldukça yoğun geçen hayatının en ince ayrıntıları  anlatılıyor bu belgeselde. Caz severler mutlaka seyretmeli derim.

25 Ocak 2012 Çarşamba

!f 2012


Her sene !f'i beklemek için gerekli bir sebep daha. Bu afişlere bayılıyorum.
Program burada her zamanki gibi ..

24 Ocak 2012 Salı

2011'i bitirirken


Hani  doğum günleri ve yıl sonları buraya yazmak adet olduya, 2011 içinde birşeyler yazmasam olmazdı.Gerçi bu sefer cidden rekor kırdım herhalde. Ama bu aralar malesef bilgisayarla pek haşır neşir olamayacağım gibi gözüküyor.Son günlerin modası meslek hastalıkları tabiri benimde etrafımda  dolanıyor.Ne zaman ekranın başına otursam ben burdayım diye hatırlatıyor kendini.Geçirmek için biraz dikkat gerek.

 2011 benim için hayatımın en güzel ve önemli yılıydı.Ve oldukça yoğun.

Gezme-Tozma,konserler,yeme-içme vs. ne kadar çok olursa insan daha enerjik ve mutlu oluyor hayatta. Ama bütün bunlar dışında bildiğim en güzel şey hayatın keyfini birey olarak değilde biz olarak geçirecek olmak.Daima..

Yukarıdaki süs bu senenin yenisi.Yılbaşı ağacımızdan.Umarım bu süs gibi yeni ve güzel şeyler 2012'den başlamak üzere hayatımıza eklenir.Yıl ve yıl artarak.
2012 herkese uğurlu gelsin..

28 Aralık 2011 Çarşamba

İtalya Gezi Notları 8.Gün Cenova



Cinque Terre'den sonraki durağımız Cenova. Aslında tatilimizi planlarken sadece gece kalmak üzere düşünmüştük bu şehri. Cinque Terre'den ayrılıp Portofino'yu görecek, orada geçirdiğimiz saatlerden sonra Cenova'da kalıp sabahında Milano'ya geçecektik. Sırt çantalarımızın gün geçtikçe ağırlığının artmasından dolayı Portofino'yu bu şekilde gezmek gözümüzde büyüyünce direkt Cenova'ya geçmeye karar verdik.


Böyle bir durum karşısnda al sana çalışılmamış bir şehir daha :)). Allahtan kaldığımız otelin sevimli çalışanı bize şehri verdiği harita üzerinde detaylı bir şekilde anlattı. Böylece  gittiğimiz günün resmi tatil olmasına rağmen keyifli bir gün geçirdik Cenova'da.

Cenova'da kalınacaksa eğer merkez istasyon olan Genova P.Principe'ye yakın olmak önemli. Zira gayet güzel bir yürüyüş rotasıyla şehrin önemli noktalarını görmek mümkün. Cenova İtalya'nın önemli liman şehirlerinden. Porto Antico ve çevresi görülmesi gereken başlıca yerlerden. Burada isterseniz Acquario ve Nave Italia'yı gezebilirsiniz.

Ama bence en turistik olanı  Unesco Dünya kültürel miras listesinde olan, çoğunluğuda Garibaldi caddesinde bulunan binaları görmek.


Şehirde dolaşırken haftasonu olmamasına rağmen boşluğa anlam verememişken, 24 Haziran Aziz Yahya günü kutlamaları karşımıza çıkınca anladık ki bütün şehir buradaymış.Tabi bugünün hangi bayram olduğu dönüşte öğrenildi tarafımızdan.İstesek ayarlayamazdık hani.

 

Ve bizim için Cenova'nın en keyifli anı otelimizin tasviyesiyle akşam yemeğimizi yediğimiz Da Gaia.
Yolu cenovaya düşenlere şiddetle tavsiye edilir.

21 Aralık 2011 Çarşamba

İtalya Gezi Notları 7.gün Cinque Terre

İşte İtalya seyahatimizin en fazla görmek istenen bölgesine geldi sıra.

Cinque Terre Unesco tarafından kültürel miras listesiyle koruma altına alınmış, birbirleriyle ulaşımın tren ya da yürüyerek olduğu 5 adet köyden oluşan bir bölge.
İnsan Cinque Terre'ye varınca İtalya'ya gitmek için bir sebep daha diyip duruyor...


Cinque Terre'ye ulaşımın en kolay yolu tren. Bizim bir önceki durağımız Floransa olduğundan dolayı buraya La Spezia trenine binip gittik. La Spezia'ya vardığınızda ilk yapmanız gereken şey istasyondan bir Cinque Terre Card temin etmek. Tabi bizim gibi bir günden fazla burada kalacaksınız.



Gelelim Cinque Terre'ye. Biz konaklama için Vernazza'yı seçtik. Konaklama işi için özellikle bu bölgede önceden hazırlık yapmak gerekiyor. Kalacak yerlerin sayısı kısıtlı ve bildiğimiz internet rezervasyon siteleri aracılığıyla pek rezervasyon yapılmıyor. Önceden gözünüze kestirdiğiniz yerlerle mailleşmek şart. Çoğu bir gece konaklamaya sıcak bakmıyor. Yazın ortam  turist kaynadığından en az iki gün kalınmasını istiyorlar.

Cinque Terre Card 2 Days ile La Spezia-Levanto arası sınırsız tren seyahatiyleya da köyleri birbirine bağlayan yürüyüş patikalarında yürüyerek gezmek  mümkün.

Vernazza en sevdiğimiz köyü oldu bu bölgenin. Diğerlerine gelince...




Riamaggiore; Vernazza'dan sonra en popüler olan o. Manarola'ya geçiş yolu olan La Via dell'Amore'de en bilineni. Ve tabi en kolay yürüneni.

Manarola; Kısa yürüyüş etapını bitirdikten sonra bir kadeh Cinque Terre şarabıyla mola vermek için ideal.

Corniglia; En az turistik olanı. Dağın yamacında olduğundan tek plajı olmayanı. Oraya vardığınızda istasyondan yukarıya çıkmak sizi ürkütmesin çünkü yaklaşık 15 dakikada bir shuttle mevcut. Cinque Terre Card bunda da geçerli.



Monteresso ise denize girilen en büyük plajların olduğu diğerlerine göre sıradan.

Oralara gitmeden önce incelenmesi gereken çok faydalı sitede burada . Tık!!


7 Aralık 2011 Çarşamba

Nerde kalmıştık ...


Koşuşturmacalar bitti..
Düğün bitti..
Balayı bitti..
Şimdilerde tekrardan normal hayata dönülüyor..
Biraz tempo düştü evde keyif had safada...
Yarım kalan İtalya ardından balayı notları ise yavaş yavaş.

8 Ekim 2011 Cumartesi

Birazcık daha ara


İtalya maceramız yarım kaldı biliyorum ama annelerin deyimiyle "en mutlu gün" koşuşturmaları bitsin yarım kalanlar yenileriyle birlikte geri gelecek.

Birazcık daha ara..

19 Ağustos 2011 Cuma

İtalya Gezi Notları 6.Gün Floransa'dan Pisa -Siena



Eğer Floransa'da bir kaç gün kalıyorsanız günü birlik görebileceğiniz birçok şehir var. Bunlardan en bilenenleri de Pisa ile Siena olsa gerek. Biz Floransa'daki ikinci günümüzü bu iki şehire ayırdık.
Zaten Pisa'ya sadece Pisa kulesini görmek için gittik.Pisa'da Pisa kulesini görmekten başka amacınız yoksa size buraya dinlenmesiyle beraber bir saat ayırmak yetecektir.

Eğer tren değiştirmek istemiyorsanız (ki bu da çok vakit kaybı değil) Pisa Principle'de duran bir trene binmeniz daha faydalı olacaktır. Zira istasyondan kuleye ulaşmak yürüyerek 5 dakika.


Floransa'dan Siena'ya gitmek için tren ya da otobüs seçeneğiniz var.Ya da bizim gibi önce Pisa yapıp sonra dönüşte tren değiştirerek Siena'ya gidebilirsiniz.


Siena İstasyonundan şehir merkezine otobüsle ulaşmak en mantıklısı.Avrupa'nın en büyük meydanlarından biri olan Piazza Del Compo'ya varabilmek için Siena'nın dar sokaklarından yürümek ise çok keyifli.


Siena'da da öğle yemeği saatlerine dikkat etmekte yarar var. Özellikle bizim gibi fazla turistik olmayan yerlerde yemek yemek istiyorsanız. Yemeğimizi La Taverna Di Cecco'da siesta saatine yarım saat kala yiyebildik.Mekan bizim aradığımız kriterlere kesinlikle uyuyordu. Toskana bölgesinden seçtiğimiz Chianti ise bir o kadar başarılıydı.


Piazza Del Compo'ya varıp meydanda güzel bir kahve içtikten sonra Floransa'ya dönmek için doğru tren istasyonuna geçtik.


5 Ağustos 2011 Cuma

İtalya Gezi Notları 5.Gün Floransa



Herhalde doğru dürüst çalışmadan gittiğim ilk şehirdi Floransa. Dediğim gibi gündem değişince sadece otele gidiş-geliş, günlük otobüs bileti, görülmesi gereken meydanlar, ikinci gün yapacağımız günü birlik Pisa,Siena turu için tren bilgileri yazıldı benim kara kaplıya. Hiç bir detay yok. Hem zaten gezimizin ilk planında da bu sefer müze vb. şeyleri gezmeme kararı aldığımızdan, yine elimizde harita bıraktık kendimizi Floransa sokaklarına.

Floransa ve Toskana bölgesi zaten öyle bir iki günde bitecek yerler değil malum. En  ince ayrıntılar bir dahaki sefere merkezi Toskana olan bir İtalya turunda gezilecek taramızdan.


Şehrin görülmesi gereken meydanları doğru rotayı çizdiğinizde yürüyerek gezilecek mesafede.İlk başlangıç rotasını Piazza Del Duomo ile başlatıp sırasıyla Piazza Della Signoria ve Piazza Della Repubblica'yı izleyip Ponte Vecchio köprüsüne vardığınızda bile gördükleriniz size büyülemeye yetiyor.Floransa adeta bir açık hava müzesi.


Biz bu seferlik Uffizi koleksiyonu ile Galleria Dell'accedemia'yı ilerki zamana erteleyip, Duomo'nun önündeki ve etrafını çevreleyen kuyruğa giremedik bile.O muhteşem David heykelinin sadece replikasını görmekle yetindik.Gittiğimiz zaman tam yüksek sezona denk geldiğinden İtalya'nın diğer şehirlerinde de olduğu gibi etraf Amerikalı kaynıyordu. Hollywood'un İtalya'yı çok işlemesinden olsa gerek Amerikalılar İtalya'yı çok seviyorlar.


Akşam üstü güneşi batırmaca ise Piazzale Michelangelo'da oldu. Floransa'nın güzel panaromasını gün batımında izlemek ,Duomo'nun ne kadar büyük olduğunu görmek çok keyifliydi.



1 Ağustos 2011 Pazartesi

İtalya Gezi Notları 4.Gün Venedik


Venedik bu tatil rotamızda görmeyi en heyecanla beklediğim yerdi açıkçası. Tatilimizi ilk planladığımız sıralarda dileğimin gerçekleşebilmesi için gaza getirecek bütün aktiviteleri aradım durdum günlerce internette.


Sonra sevgili öyle bir sürpriz yaptı ki bir anda gündem değişti bütün İtalya çalışmaları yavaşladı :))

Bize de spontane bir şekilde Venedik’in sokakları arasında kaybolmak kaldı.


Venedik’e Marco Polo hava alanından ATVO otobüsleri ile yaklaşık 30 dk. bir ulaşabiliyorsunuz. En ekonomik ve hızlı yöntem. Ama eğer uzun vaktiniz varsa bu araçlarlada Venedik’e denizden ulaşmakta keyifli olabilir.



Bütün araçlar Piazzale Roma'da sizi bırakıyorlar ondan sonrasında ulaşımın çoğu malum vaporettolar ve yürüyerek.

Gitmeden önce okuduğum yazılarda 1 günün yeterli olduğu söyleniyor ama atmosfer o kadar etkileyici ki insan orada daha az turistin olduğu zamanda en az bir iki gün daha keyif yapmak istiyor.


Yeme -içme konusunda listemizde olanların birkaçı pazartesi kapalı olduğundan bir sonraki sefere denenmek üzere kaldılar.

Öğlen atıştırma mekanı Vedat Milör'ün de tavsiye ettiği Muro Vino E Cucina adlı cicchetteria. Venedik'te İspanyolların tapasının karşılığı ciccheti, onların yenip yanında bir şeyler içildiği barlara ise cicchetteria deniyor.


Bu mekanlar gerçekten çok keyifli özellikle de içi sevimli İtalyan amca ve teyzeler ile doluysa..



Akşam yemeğimiz ise İtalya'da yediğimiz en iyi ikinci pizzanın adresi Da Mamo. Tarafımdan keşfedilen Da Mamo'nun Deniz mahsullü pizzası muhteşem kesinlikle denenmeye değer.



Venedik’e gelipte peki gondol'a binmeden dönmek olur mu. Olmazzzz(mış).Mantık ve duygu arasında gidip gelen düşüncelerimiz en son gondolcu abinin bize yaptığı neredeyse %40 'lık indirimle son buldu.Bir anda gondolda bulduk kendimizi.Eğer gerçektende gondolla dolaşmak istiyorsanız mutlaka pazarlık edin ve hemen ilk konuştuğunuza binmeyin.Siz pazarlık etmesenizde konuştuğunuzu gören diğerleri sizi yakalıyor fiyatlarını indiriyorlar. Evet artık biraz daha turistik bir aktivite olabilir ama yinede romantik bir aktivite(tabi cümbür cemaat yapanları saymıyorum ) gondolla kanallar arasında dolaşmak.Hele o gondolcuların performansları gerçekten takdire değer.

Şimdi sıra Floransa'da..